Balkon – Jean Genet

21 Şub Balkon – Jean Genet

Bir başyapıt tiyatro eseri daha. Yazarların en içine şeytan kaçmışı olarak adlandırılan Jean Genet’in Balkon adlı oyunu, absürd tiyatro eserlerinin en iyi örneklerinden biri. Genel itibari ile imgelemelerin yoğunlukta olduğu, kişilik kavramlarının atılması ve tiratların daha şiirsel bir dille yapılması dikkatimi çeken noktalar oldu.

Oyun bir kerhanede yani genelevde geçiyor. (Genelev dendiğinde daha kibar oluyormuş o yüzden genelev diyeceğim. Her ne kadar yazar Jean Genet buna kızıyor olsada.) Fakat bu genelev bildiğiniz gibi değil, biraz farklı. Madam’ın “illüzyonlar evi” dediği özel bir genelev. İsteyen müşterilere “role-play”leri oynanan, çeşitli odalardan oluşuyor genelevimiz. Genet bu ortamı, toplumdaki güce dayalı rolleri ortaya koymak için kullanıyor. Örneğin, sadomazoşistik sahnelerden birinde müşterilerden biri, bir hırsızı cezalandıran bir yargıcı oynar. Böylece, yargıcın, celladın ve suçlunun rolleri ortaya çıkar. Bu sahneler sürerken, aynı anda dışarıda, şehirde bir devrim olmaktadır ve genelev çalışanları endişeli şekilde polis şefini beklemektedir. Bu arada, fahişelerden biri olan Chantal, genelevden ayrılarak devrim ruhunun simgesi haline gelir. Genet, böylece modern toplumda imajın rolünü ortaya koyar. Sonunda polis şefi gelir ve toplumun liderleri olan yüksek mahkeme yargıcı, piskopos, general gibi kişilerin hepsinin öldürüldüğü ortaya çıkar. İllüzyonlar evindeki kostüm ve sahnelerin kullanılması sayesinde, toplum içinde toplumsal figürler olarak otorite ve düzeni sağlama yönünde çaba göstermeleriyle müşterilerin rollerinin farkına varılır.

Yazar Jean Genet hakkında şöyle birkaç bilgi vermek gerekirse eğer; 1910 yılında doğmuş, annesi tarafından küçük yaşta terk edilen Jean Genet’in babasıda belli olmayınca, toplum tarafından dışlanır ve ötelenir. Bu şekilde büyüyen bir insanda suç ve suç işlemeyi insanlara zarar vermeyi kendisine bir görev olarka bilir. Aklınıza gelebilecek hemen hemen tüm suçları işlemiştir Jean Genet. Hırsızlık, dolandırıcılık, kadın tacirliği, sahte pasaport, sahte kimlik. Daha çocukken tanıştığı hapishanelerle ilişkisi yıllarca devam etmiş ve sürekli olarak kötü muameleye maruz kalmış. İlk romanını hapiste yazmış olan yazar, bu romanıyla ve daha sonra yazdığı Journal du Voleur (Hırsızın Günlüğü) ile başta Jean-Paul Sartre olmak üzere birçok yazarın dikkatini çekmiş ve ölüm cezasından da bu yazarların verdikleri imzalı dilekçeler sayesinde kurtulmuştur. Fakat Jean-Paul Sartre’ın Aziz Genet (Saint Genet) adlı yapıtından sonra Jean-Paul Sartre’la tüm ilişkisini kesen Jean Genet, “adam benden bir aziz çıkarmak istiyorsa çıkarsın, benim için bir mahzuru yok” demiş fakat kitaptan da tiksindiğini söylemiştir. Bu Aziz Genet adlı kitaptan dolayı ölene kadar Jean-Paul Sartre ile barışmamıştır.

Jean Genet tüm bu “kötü” özelliklerine karşın ve toplumdan dışlanmasına karşın, 1982’de israel teröristlerinin yaptığı, Sabra ve Şatilla Katliamından hemen sonra Şatilla’ya giderek notlar alır. Tüm bu notları bu berbat canilerin suratına atar ve “ben bir fransızım ama Filistinlilerin yanındayım” der. Peki bu yakıştıracak sıfat bulamadığım yaratıklar ne yapar? Tabiki hiçbirşey…

Kitaptan değil ama güzel bir alıntı;
“polisler hiçbir zaman insan olmadı ve insan oldukları gün de artık polis olmayacaklar…”
demiş yazar Jean Genet.

Son olarak kitabın uyarı kısmından çok beğendiğim bir paragrafı paylaşmak istiyorum;
“Günümüzde kimi ozanlar pek garip bir davranış içindeler: Halka, Özgürlüğe, Devrime… daha bilmem nelere övgüler düzer oldular; şarkılarla yüceltilen bu kavramlarsa, yücele-yüksele, soyut bir göksel cennete kakılarak, sönmüş, yamulmuş, şekilsiz takımyıldızlara dönüştüler. Etten kemikten sıyrılınca, büsbütün dokunulmaz oldular. Öylesine muhteşem bir uzaklığa itildiler ki, onlara nasıl sokulmalı, nasıl sevmeli onları, nasıl yaşamalı bilemez olduk. Kimi zaman epey cafcaflı yazılmış bu övgüleri, şiirin, geçmişe özleme dönüştüğü, şarkının kendi gerekçesini yok ettiği bir söylemin yapı taşlarına dönüştürmekle, ozanlarımız yaşatmak istediklerini gerçekte katletmekteler.

Anlatamadım galiba?

Jean Genet”

Tabular olmadan, ahlaki değerler, dini söylemler bir kenarda duracak şekilde ve toplumsal değerlerinizi de bunların yanına bırakıp, okumanızı tavsiye edebileceğim bir yazardır Jean Genet.

Keyifli okumalar…

Kitap adı: Balkon
Orijinal adı: Le Balcon
Yazar: Jean Genet
Çeviri: Başar Sabuncu
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa: 128
Baskı: 2014
Tür: Tiyatro

Balkon - Jean Genet

#Balkon – Jean Genet #Balkon #Jean Genet

Kitap Etiketleri:
Metin Yılmaz
metin@metinyilmaz.com.tr

İzmir doğumlu. Web geliştirme uzmanı olarak çalışır. Seyahat etmeyi sever. Okumayı sever. İstanbul'da yaşar, Ege'yi özler.

2 Yorum
  • Bu Ay Okuduklarım - Şubat 2015
    Posted at 00:59h, 08 Ağustos Yanıtla

    […] Bir başyapıt tiyatro eseri daha. Yazarların en içine şeytan kaçmışı olarak adlandırılan Jean Genet’in Balkon adlı oyunu, absürd tiyatro eserlerinin en iyi örneklerinden biri. Genel itibari ile imgelemelerin yoğunlukta olduğu, kişilik kavramlarının atılması ve tiratların daha şiirsel bir dille yapılması dikkatimi çeken noktalar oldu. Yazının devamı için… […]

  • sam.enes@hotmail.com'
    vsyldz
    Posted at 02:02h, 08 Temmuz Yanıtla

    o kadar yazmissiniz adamin karakteri ve tum yazilarinin belki de en buyuk ilham kaynagi olan homoseksuelliginden bahsetmemissiniz ve harbiden ayip olmus jean genet adina.

Yorum yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Yazılar izinsiz kopyalanmamalı!
Send this to a friend