Swastika Geceleri – Katharine Burdekin

30 Eyl Swastika Geceleri – Katharine Burdekin

Swastika Geceleri, Katharine Burdekin tarafından 1937 yılında yazılmış feminist distopya. Distopyalar arasında olmazsa olmazlar arasında olan Swastika Geceleri, nazi hegemonyasının kazandığı bir dünyayı gösteriyor. Bu dünyada birkaç millet kalmıştır. Naziler artık sadece faşist bir düzeni değil, aynı zamanda bir din haline gelmiş hitler rejimini yaşatmaktadırlar.

1984, Cesur Yeni Dünya gibi eserlerle birlikte anılan Swastika Geceleri, diğerlerinden farklı bir distopya. Olaylara feminist bir yaklaşımla yaklaşan Katharine Burdekin, bize faşizm ilerlediği zamanlarda yaşanabilecek olan zulümlerin en şiddetlisinin, kadınlara yapılacağını gösteriyor. Düşündüğünüz zaman bu çok doğru geliyor. Günümüze bile baktığımızda kadınlara yapılanlar akla hayale gelmeyecek şekilde sert ve acımasız. Kaldı ki bu faşizmin hitler gibi bir yönetimle nasıl olacağını varın siz düşünün. Dünyada sadece Almanlar ve Japonlar var. Bu iki devlet savaşmıyor. Uzun yıllardır savaş yok. 700 yıldır. Hitlerin 1000 yıldır dünyada olduğu bir dünya.

Almanların yeni sınıflandırmaları vardır. Kan Soyu adını verdikleri bir sınıflandırma ile insanları ayırırlar. Almanlar birinci kan soyundadır. Naziler vardır. Nazilerin üstünde Şövalyeler onların üstünde ise tanrı yani führer vardır. Hiçbir kanıt bırakılmamıştır geçmişe dair. Tüm kitaplar yakılmıştır. Geçmişte ne yaşanmış ne olmuş bilen yoktur. Yüzyıllardan beri hep böyle yaşanıldığı dikte edilmiştir insanlara. Kadınların hayvan kadar değeri vardır. Bir sığır sürüse gibi ahır gibi yerlerde yaşatılırlar. İsteyen erkek isteyen kadını alır ve tecavüz edebilir. Şövalyelerin seçtiği kadınlar beyaz bant takarlar kollarına. Onlara sadece şövalyeler dokunabilir. Doğum olduğunda erkek çocuk olursa, belli bir zaman sonra annesinden alınır ve tam bir alman gibi yetiştirilir. Teslimiyet yaşı gelmeden kadınlara tecavüz edilmemesi gerekiyor. O yaştan sonra hiçbir sorun yok. O yaşa kadar edilmemesinin nedeni ise çocuk olmuyor ve temizlenmesi gereken bir ceset işi çıkıyor. Tek neden bu.

Her ne kadar insanların çok vahşice ve okuması çok güç bir faşizm içerdiğini söylesede, Türkiye gibi bir ülkede yaşayan biri için çok sorun olacağını sanmıyorum. Çünkü bu ve bunun benzeri olayları biz haberlerimizde görebiliyoruz. O an şaşırıyor, lanetliyor, nefret ediyoruz. Bunu yapanlara en kötü ceza verilmeli diyoruz. Ama ertesi gün herşeyi unutup, hayatımıza devam edebiliyoruz. Toplu ulaşım araçlarından tutun, çok modern denilen plazalarımıza kadar hemen hemen her yerde taciz eden insanlarla aynı havayı soluyoruz. Sürekli bir bana dokunmayan yılan bin yaşasın durumunu yaşıyor ve yaşatıyoruz. İğrenç bir şekilde hareket edip, aşağılık bir biçimde kadınlara dokunma uğruna yaptıklarına her gün tanık oluyoruz. Kaç kez bu durumu fark edip, ya aralarına giriyorum ya da bir şekilde o tarafa doğru yönlenip birşey yapamadan, bu iğrençliği kendi yöntemlerimle engellemiş oluyorum. Özellikle metroda buna çok denk geliyorum. Eskiden otobüslerde ve dolmuşlarda çok görürdüm ama artık sinirlerim el vermediğinden ve yolumun üzerinde kullanmam gereken bir otobüs ya da dolmuş olmadığından binmiyorum. En kötüsü zaten bu araçlar. Delikanlı geçinen, erkeklik taslayan bu minik beyincikler tarafından tacize uğrayanları düşünün. Daha çok geçmedi üzerinden ama unuttuk bile Özgecan’ı düşünün. Katilleri hala sizin bizim vergilerimizle besleniyorlar hapishanede. Ne hikmetse bir ceza almıyorlar ya da içeride onlara birşey yapılmıyor. Hala güzel bir haber alamadık! Bu konularda oldukça dolu olduğumdan bu paragraf biraz konunun dışında oldu kusura bakmayın. Ama bu iğrenç insanlarla yaşıyor olduğumuzu bilmek çok acı. Kadınların ise her gün ama her gün bu tiplerin tacizine uğradığını bilmek ise çok ama çok daha acı. Bu konuda ne bir güvenlik ne bir tedbir hiç bir şey yok. Kim kime dum duma ülkemizde, pamuk ipliğine bağlı yaşıyoruz. Ne denir ne yapılır bilemiyorum…

Bir gün sadece bir gün bu ülkede kadın olarak yaşama şansı olsa erkeklerin eminim ne olduğunu anlarlar. Belki o zaman insna gibi hareket etmeyi öğrenirler. Erkek olmanın anlamını daha çocukluktan itibaren yanlış öğreten toplumumuzda belki birazcık olsun bilinçlenmiş bir erkek nesli yaşar.

İyi okumalar.

Kitap adı: Swastika Geceleri
Orijinal adı: Swastika Night
Yazar: Katharine Burdekin
Çeviri: Mahmure Kahraman
Yayınevi: Encore
Sayfa: 232
Baskı: 2014
Tür: Bilim Kurgu

Hemen satın alın

Swastika Geceleri - Katharine Burdekin

#Swastika Geceleri – Katharine Burdekin #Swastika Geceleri #Katharine Burdekin

Metin Yılmaz
metin@metinyilmaz.com.tr

İzmir doğumlu. Web geliştirme uzmanı olarak çalışır. Seyahat etmeyi sever. Okumayı sever. İstanbul'da yaşar, Ege'yi özler.

Yorum yok

Yorum yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Yazılar izinsiz kopyalanmamalı!
Send this to a friend