1984 – George Orwell

15 Şub 1984 – George Orwell

George Orwell dendiği zaman aklıma gelen iki roman var. Hayvan Çiftliği ve 1984. Bu iki romandan hangisi daha iyi diye düşündüğümde ise sonuca varamıyorum. Her ikiside kesinlikle okunmalı ve bir zaman sonra tekrar okunmalı diye düşünüyorum.

“Nasıl’ını anlıyorum: Neden’ini anlamıyorum.”
Sayfa 105

Sanırım bunu hiçbir zaman anlayamayacağız…

1984 bize ütopik bir dünyayı anlatıyor. İnsanların değil, sistemin daha önemli olduğu bir dönemi. Sürekli bazı gözlerin insanların üzerinde olduğu, sistemin istemediği ve sisteme zarar verebilecek herşeyin yasak olduğu bir dünyayı anlatıyor bize 1984. İnanılan herşeyin medya tarafından yayınlandığı, medyanında belli zamanlarda belli haberleri değiştirerek sunduğu, o an sistem için ne gerekiyorsa onu insanlara anlattığı bir dünya. Bir yalanın doğru olması mı gerekiyor? Bu görevi medya üstleniyor ve inandırılması gereken her neyse o inandırılıyor ve artık doğru o oluyor. Gerçek doğru diye birşey yok gerçek olan ve doğru olan tek şey sistemin kendisi. Bir yerden tanıdık geldi mi size de?

“Gelecekle nasıl iletişim kurulabilirdi ki?Doğası gereği olanaksızdı.Gelecek ya şimdiye benzeyecekti,ki o zaman ondan haberi bile olmayacaktı ya da şimdiden farklı olacaktı,ki o zaman da içinde bulunduğu durumun hiçbir anlamı kalmayacaktı.”
Sayfa 31

“Geçmişi denetim altında tutan, geleceği de denetim altında tutar; şimdiyi denetim altında tutan, geçmişi de denetim altında tutar.”
Sayfa 59

İşte bu söz bizi yani Türkiye’yi anlatan bir söz. Ne geçmişimizi biliyoruz ne de bize sunulan geleceği. Sadece sunulanı yaşıyoruz. Sorgulamadan itaat ediyoruz ve sunulan her ne ise onu doğru kabul ediyoruz…

Değil iki kere on kerede okusam sıkılmayacağım bir roman olan 1984’de her okuduğumda kendi yaşadığımız zaman ile ilgili bazı detayları görüyorum. Her ne kadar 1984’de ki kadar sert bir yapı yokmuş gibi görünsede, yaşadığımız dünyanın, 1984 de ki dünyadan çok bir farkı yok. Bize istenilenleri gösteren yalancı bir medya, her şeyi doğru yaptığını barış için yaptığını söyleyen bir mega güç ve bu mega gücün kendi kendine düşman ilan ettiği masum ülkeler. Herşey o kadar benzer bir tabloda yer alıyor ki şaşırmamak elde değil.

Hayvan Çiftliği’ne sosyalizme eleştiri diyerek eleştirenler 1984 içinde çok abartılı demekte. Aman bu gibi yorumlara takılarak bu iki dev eserden mahrum kalmayın. Hayvan Çiftliği, sosyalizme yaptığı eleştiride ne kadar haklıysa 1984’de anlattığı dünyada o kadar haklı. Sosyalizmin sonunda dönüşeceği sistemi ne kadar güzel özetlemişse George Orwell, sistemin geleceği noktayıda 1984’de çok güzel bir biçimde anlatmış. Tabi anlatılan kadar sert bir yapı hiçbir zaman görmeyeceğiz. Bize sunulan her zaman pembe panjurlar olacak. Düşüneceğimiz tek şey alacaklarımız, yapacağımız seyahatler ve aldığımız maaşda ki zam olacak.

Bay Charrington’a güvenmesi ne kadar doğru diye düşünmüştüm ilk okuduğumda. Haklı çıktığıma sevinmelimiyim yoksa üzülmeli miyim bilemiyorum. Sadece kitapta değil, genel bir güvensizlik hali olması çok hoşuma gitmiyor. Ama yapacak birşey yok. Hem hayat hem sistem hem de toplum bunu istiyor. Bizlerde ister istemez buna uyuyor, istenilen gibi hareket ediyoruz. En bağımsız olanımız en izmlerden uzak olanımız bile ister istemez bir şekilde yola girmiş gidiyor olarak buluyor kendisini yolun yarısında…

1984’ü okuduktan sonra, eminim herkesin kendisini Winston gibi hissettiği zamanlar olacaktır.

Herkesin okuması gereken müthiş bir bilim-kurgu romanı 1984. Okuduğum en iyi 10 bilim-kurgu romanı arasındadır. Herkes tavsiye ediyorum.

İyi okumalar.

Kitap adı: 1984
Orijinal adı: 1984
Yazar: George Orwell
Çeviri: Celal Üster
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa: 352
Baskı: 2015
Tür: Bilim Kurgu, Roman

Bu tasarım Can Yayınevinin yeni yaptırdığı tasarımlar arasında en iyisi. Her ne kadar eskiyi özlesekde…

#1984 – George Orwell #1984 #George Orwell #bindokuzyüzseksendört #bin dokuz yüz seksen dört