Otomatik Portakal – Anthony Burgess

18 Kas Otomatik Portakal – Anthony Burgess

Birkaç gün öncesine kadar, “Otomatik Portakal” hakkında bildiğim tek şey karanlık bir gelecek kurgusunu işliyor olmasıydı. Bu yönüyle klasik bir distopya okuma beklentisiyle elime aldım ve daha ilk sayfadan feci halde yanıldığımı anlamakta gecikmedim 🙂

Bir gelecek düşünün, geceleri yaşlılara ve kendini koruyamayan insanlara dehşet veren, onlara her türlü kötülüğü yapabilen, kendilerini ancak şiddetle doyurabilen gençlerle dolu. Ve polisler bu suçlara engel olamıyor…Kitabın bana göre en farklı yönü ise, hikayeye bütün bu kötülüğün içinde “iyi” kalabilen birinin gözlerinden bakmıyoruz.

Hikaye birinci ağızdan anlatılmış. “Mütevazi Anlatıcı”mız, kötülüğün timsali adeta. Tecavüz, hırsızlık, adam dövme, adam öldürme, ne ararsanız var. Üstelik anlatıcımız yani Alex, sadece on beş yaşında…Alışkın olduğumuz iyi yönlere, erdemlere sahip, ya da kötü olsa bile sonunda karşılaştığı kişi ya da olaylar sayesinde iyiye meyletmiş karakterlerle uzaktan yakından bir alakası yok. Aslında bu da işin trajik yönü müdür bilmiyorum ama kitabın ilk kısmı boyunca karakterin düzeleceği, kötülükten uzaklaşacağı yönünde bir beklentim oldu. Sonraları, özellikle ikinci kısım itibariyle, bu beklentiyi bir köşeye bırakıp öyle okumaya başladım. Doğru tabir alışmak mıdır bilmiyorum ama karaktere alışıp onu olduğu gibi benimsedim. Ve gerçek hikaye işte asıl o zaman başladı.

Pavlov kanunları bir hayvana değil de insana uygulanırsa ne olur dersiniz?

Kötülük, dayatılmış iyilikten üstün müdür?

İnsanı insan yapan ahlaki seçimler ortadan kaldırılırsa ne olur?

Bu sorular son derece karışık, düşündürücü ve beyin ağrıtıcı sorular. Kitabı okurken de beyninizi bir kapandaymış gibi hissettiğiniz anlar oluyor esasen.

Son derece kötü ve kötülüğü seven bir çocuk olan Alex, kötülüğe meylettiği anda fiziksel olarak acı çekmesine sebebiyet verecek bir deneyin ilk kurbanı, aynı zamanda da yukarıdaki tüm soruların kilit noktası haline geliyor.

Kitabın diline gelecek olursam, hayatımda okuduğum en garip dil örgüsüydü diyebilirim. Ne var ki alışmakta zorlanmadım. Argo bir dil kullanılmamış olsaydı, Otomatik Portakal bu denli etkileyici olamazdı kesinlikle. “Anlamak” yerine “çakozlayan”, “görmek” yerine “dikizleyen”, size sık sık “kardeşlerim” ya da “kankalarım” diye hitap eden, kötülük içgüdüsüyle hareket etmesine rağmen aslında etrafında dönen asıl kötülüğe karşı korkunç derecede saflık gösteren Alex’in, argo olmasının yanında yer yer samimi bir havaya bürünen anlatımı, kitabı bir çırpıda bitirmenizi sağlıyor. Garip olan şu ki, yaptığı kötülükleri bilmenize rağmen kendinizi bu çocuğa acımaktan, onun için üzülmekten alıkoyamadığınız zamanlar oluyor. Kitabın son üç cümlesini okurken, “evet hatırlayacağım” diyorsunuz içinizden, “unutmak pek mümkün değil.”

Lafı Alex’e bırakıyorum ve çekiliyorum aradan 🙂

“O zaman uykuya sığınmama yol açan tek şey, korkunç ve yanlış bir histi kardeşlerim, vurmaktansa vurulmanın daha iyi olduğu hissiydi. O lavuk kalsa, öbür yanağımı filan bile çevirebilirdim.”

“Ben, ben, ben. Peki ya ben ne olacağım? Bana ne zaman geleceksiniz? Yoksa sadece bir hayvan veya köpek filan mıyım? Sırf bir otomatik portakal gibi mi olayım yani?”

“Oğlum, oğlum. Oğlum olunca, yeterince büyüyünce ona bütün bunları açıklayacaktım. Ama sonra anlamayacağını veya hiç anlamak istemeyeceğini ve yapmış olduğum şeyleri yapacağını, evet hatta belki miyavlayan tekirlerle ve sarmanlarla çevrili zavallı bir moruk sazanı öldüreceğini ve ona cidden engel olamayacağımı anladım. O da kendi oğluna engel olamayacaktı kardeşlerim. Dünyanın sonuna kadar filan da böyle gidecekti, durmadan durmadan durmadan…”

“Bütün mesele, genç olmamdı. Ama şimdi bu öyküyü bitirirken genç değilim kardeşlerim, değilim artık, yo hayır. Alex büyüdü filan, ah evet.”

Kitap adı: Otomatik Portakal
Orijinal adı: A Clockwork Orange
Yazar: Anthony Burgess
Çeviri: Dost Körpe
Yayınevi: İş Bankası Yayınları / Modern Klasikler Dizisi
Sayfa: 172
Baskı: 2015
Tür: Roman

Hemen satın alın

otomatik portakal anthony burgess

#Otomatik Portakal – Anthony Burgess #Otomatik Portakal #Anthony Burgess

Zeynep Yılmaz
zeynep96yilmaz@gmail.com

1996 İzmir doğumlu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğrenci olan okuyucumuz, kitap okumayı ve yazmayı çok seviyor.

Yorum yok

Yorum yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Yazılar izinsiz kopyalanmamalı!
Send this to a friend